Tarih: 14.02.2012
5811 sayılı yasa hükmünden yararlanarak varlık beyanında bulunmuş olan vergi mükellefleri vergi incelemeleri sonucu 01.01.2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak adlarına tarh edilecek vergiler (KDV-Gelir Vergisi--Kurumlar Vergisi) için beyan ettikleri varlık tutarı dikkate alınarak mahsup olanağından yararlanabilecekleri gibi ; 6111 sayılı Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı 25.02.2011 tarihinden önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edileceği ; söz konusu mükelleflerin 2009 ve önceki dönemlere ilişkin olarak 6111 sayılı yasanın 4.cü maddesi hükümlerinden yararlanmak suretiyle adlarına tarh edilecek vergi borçlarını yeniden yapılandırmaları mümkün bulunmaktadır.
Haklarında vergi incelemesi başlayan mükellefler 5811 sayılı yasa uygulamasında aşağıdaki hususları dikkate almaları gerekmektedir.
- 5811 sayılı yasa ile tanınan yasal süre içerisinde varlık beyan ederek sermaye artışında bulunan ve yasal yükümlülüklerini yerine getiren mükellefler 01.01.2008 öncesi dönemlere ilişkin olarak adlarına yapılacak (G.V.-K.D.V.-K.V) tarhiyatlar için mahsup olanağından yararlanabileceklerdir.
- 6111 sayılı Kanunun Geçici 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile 5811 sayılı Kanun kapsamında beyanda bulunan mükelleflerden süresi içerisinde sermaye artırımında bulunmayan mükelleflere 02/05/2011 tarihine kadar sermaye artırımında bulunmaları halinde, 5811 sayılı Kanunda yer alan diğer şartları da taşımaları kaydıyla 01/01/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin 25/02/2011 tarihinden sonra yapılabilecek tarhiyatlarla sınırlı olmak üzere mahsup uygulamasından yararlanabileceklerdir.
- 5811 sayılı Kanun kapsamında bildirim veya beyanda bulunan mükelleflerden, 01/01/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak, vergi dairesi müdürleri de dâhil olmak üzere vergi incelemesine yetkili olanların talebi üzerine takdir komisyonlarına sevk edilerek, takdir komisyonları tarafından haklarında ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak maksadıyla gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden matrah takdir edilen mükelleflerin tamamı, söz konusu matrah farkları açısından da 6111 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesi uyarınca, 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan mahsup imkanından yararlanabileceklerdir.
6111 SAYILI KANUNUN İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDA BULUNAN İŞLEMLERE İLİŞKİN HÜKÜMLERİ.
6111 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde "(1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin % 50'si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın % 25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının % 50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın % 75'inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın % 25'ini birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde cezanın kalan % 75'inin tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden YARARLANABİLİR.
Madde uygulamasında incelemeye başlama, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce mükellefler nezdinde; vergi incelemesine başlanıldığı hususunun bir tutanağa bağlanması, vergi incelemesi yapılmak üzere mükellefin yazı ile davet edilmesi, kanuni defter ve belgeleri isteme yazısının tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik tutanak düzenlenmesi ya da kanuni defter ve belgelerin incelenmek üzere vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmiş olması hallerini kapsamaktadır.
Söz konusu yasalarla ilgili genel tebliğ ,sirküler ve iç genelgelerde yer alan açıklamaların mükelleflerce dikkate alınarak, haklarındaki vergi incelemesi 25.02.2011 tarihinden önce başlayan ancak inceleme raporunda veya inceleme tutanağında incelemenin hangi tarihte başladığı konusunda tarih bulunmayan , bu tarihten önce defter ve belgelerini ibraz ettiği halde vergi inceleme elamanı tarafından defter ve belge ibrazına yönelik tutanak düzenlenmeyen mükellefler vergi inceleme elamanına veya vergi diresine başvurarak 6111 sayılı yasanın 4.cü maddesi hükmünden yararlanmak istediklerini ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dilekçe ile bildirmeleri adlarına yapılan tarhiyatla ilgili vergi mahkemesine başvurmayı düşünmüyorlar ise lehlerine olacaktır.
Ayrıca, 07.07.201 tarih ve 2011/6 seri numaralı 6111 sayılı kanun iç genelgesinde özetle,
“ …. 6111 sayılı Kanundan yararlanmak amacıyla açmış oldukları davalardan vazgeçme talebi bulunan mükellefler tarafından dava konusu yapılan uyuşmazlığın üst yargı merciinde olması ve anılan Kanundan yararlanmak üzere yaptıkları başvuruya konu davada Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş kararlarla nispi vekâlet ücretine hükmedilmiş olması halinde;
- vazgeçme dilekçesi üst yargı merciine gönderilmiş ancak henüz herhangi bir karar verilmemiş olması durumunda anılan mercie yukarıda belirtilen hususları içeren beyan dilekçesi verilmesi,
- üst yargı merciince “uyuşmazlık hakkında karar verilmesine yer olmadığına veya temyiz incelemesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair bir karar verilmesi durumunda ise; vazgeçme (feragat) sebebiyle yeniden karar verilmek üzere, anılan kararın bozulmasına karar verilmesi gerekirken davanın vazgeçme nedeniyle sonlandırılması yönünde karar verilmesi "usul ve yasaya aykırıdır" gerekçeleriyle karar düzeltme yoluna gidilmesi gerekmektedir. “
Mükelleflerin yukarıda belirtilen başvuruyu yapmamaları halinde ,nispi vekâlet ücretine hükmedilen kararlar ile ilgili olarak 6111 sayılı Kanun kapsamında borç yapılandırması ihlal edilsin ya da edilmesin söz konusu ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılmadığı takdirde hukuka aykırı olarak hükmedilen söz konusu vekalet tutarlarını ödenmek durumunda kalacaklardır.
K A Y N A K :
1-5811 s.k 2011/1 sayılı İç Genelge
2-6111 s.k. 2011/6 sayılı iç genelge
3-6111 s.k. 1 seri Nolu Genel Tebliğ.