Tarih: 02.10.2012
Bankaların Kıymetli Maden Alım -Satım -Kredi Faaliyetleri :
Bankalar Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/35 No.lu Tebliğin 8 -9 ve 10 nucu maddesi uyarınca; yurtiçinde veya yurtdışında yerleşik gerçek veya tüzel kişi müşterilerine bankacılık mevzuatı dahilinde altın, gümüş veya platin kredisi kullandırmakta ve 01.11.2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ''Bankaların Kıymetli Maden Alım Satımına ve Alacaklarından Dolayı Edindikleri Emtia ve Gayrimenkullerin Elden Çıkarılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte yazılı esas ve usuller uyarınca kıymetli maden(altın, gümüş, platin)alım satımı ve alacaklarından dolayı edindikleri emtia ve gayrimenkullerin elden çıkarılmasına ilişkin işlemleri yapmaktadırlar.
Söz konusu yönetmeliğin 4.ncü maddesinde yapılması düşünülen değişiklik ise BDDK tarafından hazırlanan taslak yönetmelikte aşağıdaki şekilde yer almaktadır.
“Bankalar, Kıymetli Madenler Borsalarında işlem gören veya standartları ve nitelikleri Hazine Müsteşarlığı veya İstanbul Altın Borsası tarafından belirlenen ya da bu standartlara ve niteliklere uygunluğu bakımından, üretildikleri rafineriler itibarıyla kabul edilebilirlikleri İstanbul Altın Borsasınca teyit edilen kıymetli madenler ile standartları ve nitelikleri Türkiye Büyük Millet Meclisinin 08/08/1951 tarihli ve 1738 sayılı Kararı ile belirlenen Cumhuriyet altın sikkeleri ile ziynet altınlarının alım ve satımı ile Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsalarında işlem gören ve standart ve nitelikleri yetkili merciler tarafından belirlenen kıymetli madenleri esas alan sözleşmelerin alım ve satımını yapabilirler.”
Yönetmeliğe eklenmesi düşünülen “kıymetli madenler ile standartları ve nitelikleri Türkiye Büyük Millet Meclisinin 08/08/1951 tarihli ve 1738 sayılı Kararı ile belirlenen Cumhuriyet altın sikkeleri ile ziynet altınlarının” ibareleri ile Bankalar Cumhuriyet altını, ziynet altın alım satımı ve bu kıymetler karşılığı kredi verme işlemleri yaparak kuyumcuların bu sektördeki (ziynet eşyası,hurda altın) faaliyet alanlarına da el atmış olacaklardır. Bu durumda bankalar yastık altında bulunan cumhuriyet altını ve ziynet eşyalarının alım satımını yaparak ve müşterilerine kıymetli madenler karşılığı kredi açmak suretiyle yastık altı tabir edilen tasarrufların kayıt altına alınmasına ve ekonomiye katılmasına katkı sağlayacaklardır.
Bankalardaki Kıymetli Maden hesabının işleyişi:
Bankalar yönetmeliğin 5.ci maddesi uyarınca, alacaklarından dolayı edinmek zorunda kaldıkları varlıkları edinme gününden itibaren üç yıl içinde elden çıkarmak zorundadır.
Bankalar 24 ayar altının miktarı karşılığı gr. olarak müşteri adına vadeli veya vadesiz altın depo hesabı açmakta ve müşteriye verdiği hesap cüzdanında ise teslim ettiği altının Türk Lirası bedeli yerine yalnızca grama yer vermektedirler. Ayrıca, altın fonu, altın çeki v.b. adlarla açılan hesaplarla da altın yatırımcılarının tasarruf eğilimini güvenli yatırım yeri bankacılık sistemine çekmektedirler.
Bankalar vadesiz altın depo hesabı müşterilerine faiz ödememekte, bazı bankalar ise 1 yıl vadeli altın depo hesabı açtıran müşterilerine yılda yüzde 1 oranında altın faizi ödemektedirler. Kıymetli maden (altın, gümüş, platin) hesabı olan müşteri bankaya başvurarak hesabında bulunan altınları o günkü alış fiyatından bozdurarak TL cinsinden karşılığını nakit olarak bankadan tahsil edebilmektedir.
Bankalarda kıymetli maden hesabı bulunan mükelleflerin sorumlulukları:
213sayılı Vergi Usul kanununun 258–mük.298.nci maddelerinde değerleme hükümlerine yer verilmiş olup, değerleme;vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili olarak iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz oldukları kıymetler esas alınarak her biri tek başına , teamülen aynı cinsten sayılanların toplu olarak takdir ve tespit edilmesi olarak tanımlanmıştır.
V.U.K 261.nci ve takip eden maddelerinde ise iktisadi kıymetlerin değerleme ölçüleri aşağıdaki şekilde sıralanmış ve tanımlanmıştır.
1. Maliyet bedeli; , iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması amacıyla yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.
2. Borsa rayici; gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin değerlemeden evvelki son muamele gününde borsadaki muamelelerin ortalama değerlerini ifade eder.
Normal temevvüçler dışında fiyatlarda bariz kararsızlıklar görülen hallerde, son muamele günü yerine değerlemeye takaddüm eden 30 gün içindeki ortalama rayici esas olarak aldırmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.
3. Tasarruf değeri: bir iktisadi kıymetin değerleme gününde sahibi için arz ettiği gerçek değerdir
4. Mukayyet değer; bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeridir.
5. İtibari değer; bir iktisadi kıymetin her nevi senetlerle esham ve tahvillerin üzerinde yazılı olan değerlerdir
6. Vergi değeri; bina ve arazinin emlak vergisi kanununun 29.cu maddesi göre tespit edilen değeridir.
7. Rayiç bedel; bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım değeridir.
8. Emsal bedel; gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir.
Kıymetli Madenleri (Altın, Gümüş, Platin) Değerleme:
V.U.K 279.cu maddesinde Menkul kıymetlerin değerlenmesine ilişkin olarak,
Hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet edenkısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetlerin alış bedeli ile değerleneceği hüküm altına alınmıştır.
V.U.K 289.cu maddesinde değerlemeye ilişkin özel haller belirlenmiştir. Buna göre;
Bu bölümde yazılı olmıyan veyahut yazılı olup da kendi ölçüleriyle değerlenmesine imkan bulunmıyan iktisadi kıymetlerden bina ve arazi vergi değerleriyle, diğerleri, varsa borsa rayici, yoksa mukayyet değerleri, o da yoksa emsal bedeliyle değerlenir.
İşletmeler geçici vergi dönemlerinde ve hesap dönemi sonlarında işletmelerinde bulundurdukları iktisadi kıymetleri vergi Usul Kanununun değerleme hükümleri uyarınca da değerleyerek vergi matrahını tespit edilmesinde kullanmaktadırlar. Faaliyetleri altın alım satımı olmayan İşletmelerin dönem sonu bilançosunda sattığı emtia karşılığı müşterilerinden aldığı altınlar, yatırım amaçlı alışları veya bankalarda altın hesapları bulunabilmektedir.Söz konusu iktisadi kıymetler yatırım amaçlı olduklarından değerlemeye tabi tutulmaları gerekmektedir.
Kıymetli maden alım satımı (Altın, platin, gümüş ) ticareti yapan işletmeler için altın emtia olarak değerlendirilirken; altın ticareti ile uğraşmayan işletmeler için emtia değil bir yatırım aracı olarak kabul edilmektedir.
İstanbul Altın Borsası:
Ülkemizde, Sermaye Piyasası Kanununun 40/A maddesi hükmüne dayanılarak çıkarılan Kıymetli Madenler Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Genel Yönetmelik 3/4/1993 tarihli ve 21541 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 30.06.1999 tarh ve 23741 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 11/12/1998 tarihli ve 98/12217 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar'da Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ve Kıymetli Madenler Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Genel Yönetmelik uyarınca kıymetli madenlerin işlem göreceği İstanbul Altın Borsası'nın kuruluş ve çalışma esas ve kurallarını belirlemektedir.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığınca altın karşılığı Bankalardan alınan altın kredisinin dönem sonu veya geri ödeme tarihinde baz alınacak değerleme ölçüsüne ilişkin verdiği 22.03.2012 tarih ve 1119 sayılı özelgesi özetle aşağıdaki gibidir.
“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kıymetli maden rafinasyonu ve alım-satımı yaptığınız, dönemler itibariyle bankalardan altın kredisi kullandığınız, altın kredisini muhasebe kayıtlarınıza intikal ettirirken kredi kullanım günündeki İstanbul Altın Borsası altın fiyatını baz aldığınız belirtilerek, kullanılan altın kredisinin dönem sonu veya geri ödeme tarihinde baz alınacak değerleme ölçüsünün ne olacağı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde, "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder." hükmüne yer verilmiş olup anılan Kanunun 274 üncü maddesinde, emtianın, maliyet bedeliyle değerleneceği ifade edilmiştir.
Mezkur Kanunun 265 inci maddesinde, "Mukayyet değer, bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeridir.", 285 inci maddesinde, "Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır." hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 289 uncu maddesinde ise, değerleme esasları bölümünde yazılı olmayan veyahut yazılı olup da kendi ölçüleriyle değerlenmesine imkân bulunmayan iktisadi kıymetlerden bina ve arazinin vergi değerleriyle, diğerlerinin ise, varsa borsa rayici, yoksa mukayyet değerleri, o da yoksa emsal bedeliyle değerleneceği ifade edilmiştir.
Bu kapsamda, Vergi Usul Kanununda ayni bir borç niteliğinde bulunan altın kredisinin değerlemesi konusunda özel bir hüküm bulunmamakla birlikte, mezkur Kanunun 289 uncu maddesine göre değerleme yapılabilmesi, kendi ölçüsüyle değerlenmesine imkân bulunmaması halinde söz konusu olacaktır. Ancak, altın kredisi işletme açısından bir borç niteliği taşıdığından değerleme ölçüsü olarak borçlar için belirlenen ölçünün kullanılması ve anılan Kanunun 285 inci maddesi uyarınca mukayyet değerle değerlenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/35 No.lu Tebliğin 8 inci maddesinde, "Bankalar depo hesapları karşılığı altın, gümüş veya platin ile satın aldıkları altın, gümüş veya platinin teslimi suretiyle, yurtiçinde veya yurtdışında yerleşik gerçek veya tüzel kişi müşterilerine bankacılık mevzuatı dahilinde altın, gümüş veya platin kredisi kullandırabilirler. Altın, gümüş veya platin kredisi uygulamasında miktar, bu Tebliğ'in 5 inci maddesinde belirtilen usule göre tespit edilir.",
9 uncu maddesinde, "Altın, gümüş veya platin kredisi hesaplarına bankalarca tespit edilecek oranlar üzerinden tahakkuk ettirilecek faizler, altın, gümüş veya platin olarak hesaplarda izlenir. Bu kredi hesapları, müşteriler tarafından altın, gümüş veya platin teslimi suretiyle veya banka ile müşteri arasında varılacak anlaşmaya göre Türk Lirası veya döviz geri ödemesi yapılarak kapatılabilir.",
10 uncu maddesinde, "Altın, gümüş veya platin alış ve satış fiyatları bankalarca, serbestçe tespit edilir." hükümlerine yer verilmiştir.
……………………………………………………………………..”
Yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında, aktifinde yatırım amaçlı iktisadi kıymet (kıymetli maden-altın,gümüş,platin ) bulunduran mükelleflerin 213 sayılı V.U.K ‘nun 289.cu maddesi uyarınca geçici vergi dönemleri ve hesap dönemi sonlarında söz konusu kıymetlerini Altın borsasındaki rayiç bedel üzerinden değerlemeye tabi tutmaları gerekmektedir.
Mükelleflerin kıymetli maden kredisi kullanmaları durumunda ise yukarıda yer alan özelgede belirtildiği şekilde;
-Bankalar altın alış ve satış fiyatlarını serbestçe belirleyebildikleri için, altının İstanbul Altın Borsasındaki değerinin değil, krediyi kullandıran bankanın altın kredisi için tespit etmiş olduğu satış fiyatının esas alınması,
-Bankadan alınan altın kredisi, kredi sözleşmesine dayanan bir borç niteliği taşıdığından mukayyet değerle değerlenmesi, geçici vergi dönemi ve hesap dönemi sonundaki dönem için altın olarak hesaplanan faizin de mukayyet değere eklenmesi,
-Kredinin geri ödemesi sırasında mukayyet değerle geri ödeme tarihinde bankanın hesapladığı değer arasındaki farkın, gelir veya gider hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Faaliyetleri kıymetli maden altın, gümüş,platin ticareti olan mükelleflerin stoklarını maliyet bedeli ile değerlemeleri, Kredi olarak alınan altının, işletme için emtia niteliğinde olması sebebiyle geçici vergi dönemi sonları itibariyle stokta bulunan fiziki altın mevcudunun maliyet bedeli ile değerlenmesi ve satılmadığı sürece gelir veya gider hesaplarını etkilemeyeceği ,söz konusu mükelleflerin VUK 298.ci maddesinin 9 numaralı bendine göre enflasyon düzeltmesine tabi oldukları için dönem sonlarında mevcut emtialarını ve kredi olarak alınıp aktiflerinde bulundurdukları kıymetli maden altın, gümüş, platini enflasyon düzeltmesine tabi tutmaları gerekmektedir.
Taslak yönetmelikteki hükümlerin Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi halinde; bankalar kuyumculuk sektörünün faaliyetlerini de yapacaklarından bu sektördeki işlem hacmi azalacak bu durumda bazı işyerlerinin kapanmasına yol açılmış olacaktır
Bankaların kıymetli maden karşılığı kredi verme işlemlerini ve söz konusu iktisadi kıymetlerin (cumhuriyet altını, ziynet eşyası v.b.) alım ve satımını daha kapsamlı bir şekilde yapacaklarının dikkate alınarak; Gelir İdaresi Başkanlığınca söz konusu kıymetli madenlerin değerlemeye tabi tutulması konusunda açıklayıcı bilgilerin yer alacağı sirküler yayınlaması halinde mükelleflerin çekincelerinin giderilmesine, doğacak ihtilafların azalmasına katkı sağlanacaktır.
KAYNAK:
1- 01.11.2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan BDDK Yönetmeliği.
2- Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/35 No.lu Tebliğ.
3- 22.03.2012 tarih ve 1119 sayılı İst. V.D.Başk. Özelgesi.